World of Warcraft oyununun baş karakterlerinden biri olan Sylvanas Windrunner, oyunun olmazsa olmazlarından! Her karakterin farklı özellikleri ve hikayeleri var. Sylvanas’ınki ise intikam ateşinden doğan bir gücün yükselişi.
Sylvanas, World of Warcraft oyununun gözde ve en güçlü ırklarından biri olan “Undead” birliğinin lideridir. Lady Sylvanas, Quel’thalas’ın asil ve gururlu ailelerinden biri olan Windrunner hanedanının bir üyesi ve birçok ünvanla anılıyor. Bu ünvanların içerisinde “The Dark Lady” ve “The Bashee Queen” de yer alıyor. Windrunner hanedanının birçok üyesi, Azeroth için büyük fedakarlıklar yapmıştı. Silvermoon’un Korucu – General rütbesini uzun yıllar gururla taşıyan ailenin, Azeroth tarihinde en büyük iz bırakacak tek bir ferdi olacaktı: Sylvanas Windrunner.
Quel’thalas’ın sakin ormanlarının içinde bulunan güney sahilinde büyüyen Sylvanas ailenin ikinci çocuğuydu. Küçüklüğünden beri başına birçok talihsizlik gelmişti. Windrunner Kulesi’nde ailesiyle birlikte yaşarken Orda’nın gelişimiyle birlikte her şey alt üst olmuştu. Saldırılar başlıyordu ve küçük erkek kardeşi Lirath, ilk savaşta Ork istilası sırasında öldürüldü. Windrunner kardeşlerinin en büyüğü Alleria Windrunner kardeşinin ölümü kaldıramadı ve intikam peşine düştü. Annesinden sonra Korucu – General rütbesini devralması beklenirken Uzakgezerler’e katılarak kardeşinin intikamını almaya gitti. Alleria’nın gitmesi ve annelerinin ölmesinin ardında bu rütbenin sahibi Sylvanas olacaktı.
Savaşta gösterdiği beceriler ve yetenekleri sayesinde İkinci Savaş’tan önce rütbeyi almaya hak kazandı. Bununla birlikte ablası Alleria’nın da aralarına katıldığı Uzakgezerler’e de hükmetmeye başladı. Bu çok yetenekli, koruyucu elfleri devamlı eğitmeye çalışan Lady Windrunner, birliğin içine bir insan katmak istiyordu. Bu isteği kendi ırkını çok kızdırdı ve birçok tepki aldı. Sylvanas’ı kaosa sürükleyen bu insanın adı Nathanos Marris’di. Her şey daha da kötüye gidecekti. Uzakgezerler ve birçok önemli isim Sylvanas’ı uyarsa da o kimseyi dinlemedi ve Nathanos’u savundu. Tepki gösterenler bunun aralarında bir ilişki olmasından dolayı olduğu düşündü. Bu söylentiler sırasında düşmanın sinsi planları devam ediyordu.
Sylvanas hikayesine devam ederken Orklar hücum etmeye devam ediyordu
Ork ırkından oluşan Orda birliği tekrar saldırdığında, Sylvanas’ın önceliği Silvermoon’u korumaktı. Kırmızı ejderhaları savaş için eğiten Orklar, saldırı esnasında Sylvanas’ın büyüdüğü Quel’thalas ormanlarını yakmaya başladı. Sylvanas sinsi bir plan hazırlayarak Turalyon’un ordusuyla ittifak kurdu ve orklar karşısında galip oldu. Bu mağlubiyetten sonra Orklar toparlanmak için Kara Geçit’i kullanarak kendi dünyalarına döndüler. Sylvanas’a bu galibiyet yetmemişti. İttifak ordusu Orkların sonunu getirmek için peşlerinden gitti. Sylvanas her zaman olduğu gibi Silvermoon’u korumak için geride kaldı. Bazı ırkçılık sorunlarından sonra ittifak bozulmaya başladı. Bununla birlikte Lordeaus’un hırslı prensi Arthas Menethil, Silvermoon’un kapısına dayanmıştı.
Onun karşısında duran yine Lady Sylvanas Windrunner olacaktı. Bu tehdite karşı yeni ittifak ordusu kurmaya çalışan Lady Windrunner vakit kazanmak için Uzakgezerler’i tekrardan yanına aldı. Başarılı olan bu ittifak yine yeterli olmamıştı. Sonunda Arthas ve Sylvanas başa baş bir mücadeleye çıktı. Günlerdir savaş mücadelesi veren Sylvanas’ın gücü kalmamıştı. Arthas bu güçsüzlüğü kullanarak galip geldi ve Korucu-General rütbeli Sylvanas’ın hayatına son verdi. Ama bilmiyordu ki bu bir son değil başlangıçtı!